Antalya-Alanya gezilecek yerler, yaz’a doğru emin adımlar atarken, tatil planları yapanları görüyorum. Aralarında bende varım tabii 🙂 Yaz tatili denildiğinde aklımıza genelde ilk olarak Antalya gelir. Antalya’nın farklı coğrafyası, havası ve insanı bizim başka seçenekler üzerinde durmamızı kısıtlıyor. O kadar çok seçenek var ki… Daha önce ki yazımda balayı için gittiğimiz Antalya Olympos’u anlatmıştım. Şimdi ise biraz daha rahatlık seven insanların en çok tercih ettiği yerden bahsedeceğim. Bugün Alanyadayız…
Sayfada neler var
Alanya’nın Eşsiz Güzelliği
Aslında çoktan bir il olma statüsünü kazansa da hala Antalya’nın içerisinde ki ilçe konumunda. Gündüzleri ayrı bir hava, geceleri ise apayrı bir havası bulunuyor. Merkezdeyim ve merkeze yakın Alanya Kalesi, Sahili, Arkeoloji Müzesi ve Atatürk Evi Müzesi bulunuyor. Gezmek çok yorucu olmayacak. Gündüz aşırı sıcak hepimiz artık biliyoruz. Genelde manzara için gezilecekse akşamlar daha uygun. Gece hayatı oldukça renkli. Birçok güzel bar ve cafeleri var. Sakinlik isteyenler için muhteşem seyir tepesi ve çevresi vazgeçilmez. Mağaraları ve meşhur plajları gündüz canımızın sıkılmasını engelliyor. Yazın gezilecek yerler arasında Alanya’ya bir tik atın derim..
Alanya Kalesi ve Kızıl Kule
Kaleye çıkmak biraz zorlu diyebilirim. Ama hangi kale kolay ki. Surların arasında gezerken çok özel fotoğraflar yakalayabiliyorsunuz. Ortada kIzıl kule, Alanya’nın adeta simgesi durumunda. Biz gittiğimizde bu kuleye girmemize izin verilmedi. Sadece kaleyi ve çevresini gezdik. Peki Alanya Kalesi’nin tarihi neye dayanır ve En çok sevilen kaleler arasında neden vardır ?
Alanya Kalesi Tarihi
Denizden ve karadan zor ulaşılabilirliği ve doğal korunaklı oluşu nedeniyle tarih boyunca kesintisiz yerleşim görmüş olan Alanya Kalesi; Anadolu’yu süsleyen yüzlerce kaleden bugün ayakta kalabilmiş, en iyi korunmuş Orta çağ kalelerinden birisidir.Kale 6,5 km’yi bulan surların uzunluğu, 140’ı bulan burçları, içindeki 400’e yakın sarnıcı, görkemli, yazıtlı ve bezemeli kapıları ile bir açık hava müzesi görünümündedir. Surlar Kızılkule’den başlayarak planlı bir şekilde Ehmedek, İçkale, Adam Atacağı, Cilvarda Burnu üstü, Arap Evliyası Burcu ve Esat Burcuna inerek Tophane ve Tersaneyi geçip başladığı yer olan Kızılkule’de son bulur.
Kalenin ilk iskân tarihi Helenistik Döneme kadar inse de, gerçek anlamda Selçuklu İmparatorluğu Döneminde tüm görkemi ile anıtsal bir kale şeklini almıştır. Kalenin İçkale olarak adlandırılan ve yarımadanın batı köşesinin en yüksek yerinde kurulmuş olan bölümünün denizden yüksekliği 250 metreyi bulmaktadır. İdari ve askeri örgütlenmenin merkezi olması nedeniyle dört yönden dayanıklı surlarla çevrilmiştir. İçkale’nin hemen hemen orta bölümündeki alanda bir Şapel bulunmaktadır. Selçuklu dönemi yapısı olan bu yapı yonca planlıdır. Mimari özelliklerden dolayı 12 yüzyıla tarihlenmektedir. Alaeddin Keykubad, ayrıca kalenin savunmasını güçlendirecek anıtsal yapılar da yaptırmıştır.https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/antalya/gezilecekyer/alanya-kalesi
Kızıl Kule
Selçuklu sanatının eşsiz örneklerinden biri olan Kızılkule bunlardan biridir. Kaleye bütünlük sağlayan planı ile Alanya’nın simgesi durumundadır. Selçukluların Akdeniz ile tanışmalarını simgeleyen Tersane, 1227 yılında inşa edilmiştir. Tersaneyi güvence altına almak için yapıldığı sanılan Tophane 12×14 m ölçülerinde 2 katlı, dikdörtgen planlı bir yapı olup, Alaeddin Keykubad döneminde yapılmıştır. Kalede yerleşim günümüzde de sürmektedir. Ahşap ve kagir tarihi evlerin önünde tahta tezgahlarda ipek ve pamuklu dokuma yapılmakta, değişik figürlerde su kabakları boyanmakta, küçük bahçelerde otantik yemek servisi verilmektedir. https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/antalya/gezilecekyer/alanya-kalesi
Alanya Kalesi ziyaret gün ve saatleri
15 Nisan- 2 Ekim: 08.30-19.30
3 Ekim- 14 Nisan: 08.30- 17.30
Tatil günü yoktur.
Alanya Kalesi Giriş Ücreti
Alanya Kalesi 2019 yılı giriş ücreti: 20 TL
18 yaşına kadar ve 65 yaş üzeri yerli ziyaretçiler için ücretsizdir. Bir yıl boyunca Müzekart+ ile sınırsız ziyaret edilebilir.
Damlataş Mağarası
Damlataş Mağarası, 1948 yılında liman inşaatında kullanılacak taş için ocak açılması sırasında bulunmuştur. Mağara, tarihi Alanya Kalesi’nin batı kıyısındadır. Mağaranın giriş kısmında 50 metrelik bir geçit vardır. Yüksekliği 15 metreyi bulan geçitten sonra silindirik bir boşluğa gelinir. Buradan mağaranın tabanına inilir. Mağara, sarkıtlardan damlamaya devam eden su damlaları nedeniyle Damlataş adını almıştır. Mağara, büyüleyici güzelliğinin yanı sıra astım hastalarına iyi gelen havasıyla da ünlüdür. Türkiye’nin turizme açıldığı ilk mağarasıdır. https://www.alanya.bel.tr/S/567/Damlatas-Magarasi
Alanya Damlataş Mağarası Alanya Damlataş Mağarası
Dim Çayı
Hayatımda gördüğüm en güzel yerlerden birisi diyebilirim. Mavi yeşil tonlarda berrak suların arasında ağaçların altında kahvaltı yapmak, isteyenin suya köprüden atlaması. Tek kelimeyle harika..Merkezden 6 kilometre uzaklıktadırÇay. Toroslardan doğan çay yaklaşık 60 kilometrelik bir seyir izler. Bu seyrin son kısımlarına doğru Alanya ilçesinin turizminin hizmetine başlar.
Antalya-Alanya Dim Çayı Alanya Dim Çayı
Arkeoloji Müzesi
Arkeolojik ve etnoğrafik eserlerin korunmasına ve sergilenmesine yönelik olarak 1967 yılında iki seksiyon halinde ziyarete açılmıştır. Bölgedeki antik kentlerde bulunan eserlerin artması ve depolanması, zaman içinde bir müze açma gerekliliğini doğurmuş ve bugünkü Arkeoloji Müzesi açılmıştır. Müzenin ilk açılışında, bölgede henüz kalıntılarına rastlamadığımız ancak, Anadolu kronolojisini tamamlaması bakımından gerekli olan Eski Tunç, Urartu, Frig ve Lidya dönemine ait eserler, Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesinden getirilerek Arkeoloji seksiyonunda sergiye sunulmuştur. Giriş 6 TL’dir. https://www.muze.gov.tr/tr/muzeler/alanya-arkeoloji-muzesi
Alanya Atatürk Evi Müzesi
Müzenin birinci kat odalarında Anıtkabir Müzesinden getirilen Atatürk’ün kişisel eşyaları ile fotoğraflar ve Atatürk’ün Alanya‘lılara yazmış olduğu telgraf sergilenmektedir. İkinci kattaki odalar ise döneminin özelliklerini yansıtan mobilyalar ile geleneksel ve çevreye özgü etnoğrafik eşyalarla donatılmıştır.2010 yılında başlayan onarım ve teşhir çalışmaları tamamlanarak Müze büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 1935 yılında Alanya’ya geliş tarihi olan 18 Şubatta 2011 tarihinde resmi açılışı yapılarak onarım sonrası ziyarete açılmıştır. Giriş Ücretsiz..https://www.muze.gov.tr/tr/muzeler/alanya-ataturk-evi-muzesi
Alanya Atatürk Evi Müzesi Alanya Atatürk Evi Müzesi Alanya Atatürk Evi Müzesi
Seyir Terası
Yazımın başlarında bahsetmiştim. Daha sakin bir yer arıyorsanız burası çok uygun. Üzerinde çok güzel restoranları var. Manzara desem bütün Alanya ayağınızın altında. Mutlaka dönmeden görmeniz gereken bir yer Seyir Tepesi. Ben akşam gittim o manzarada kahve içmenin tadına doyamadım. Ulaşım oldukça rahat, yollar düzgün olduğundan gitmek yormayacaktır.
Alanya’nın Plajları
Hepsi birbirinden güzel, birbirinden tanıdık 🙂 Antalya genel anlamda bu işi biliyor. Sahiller kumla örtülü, deniz o kadar berrak ki altında ne var ne yok görebiliyoruz. Serinlemek isteyenlerin hiç çıkamayacağı alanlar buralar. Şemsiyeli şezlonglu yerler ücrete tabii. Etraflarında cafe-restoranlar, arkalarında alışveriş merkezleri bulunuyor. Plaj kültürünün en gelişmiş olduğu yerde ne ararsanız var. Bu plajların en ünlüleri ise;
Alanya Damlataş Plajı Alanya Kleopatra Plajı
- Kleopatra Plajı
- Portakal Plajı
- Damlataş Plajı
- İncekum Plajı
- Keykubat Plajı
- Ulaş Plajı
- Mahmutlar Plajı
Alanya’nın Neyi Meşhur
Bir yerin Yöresel yemeklerini yemenizi öneririm. Şepit, döğme aşı, laba, bumbar ve ilibada sarması bunlardan en tercih edilenleri..