Antalya- Olympos’a doğru yola çıkarken heyecanlıydım. Olympos’un tüm sokaklarını ve pansiyonlarını araştırırken, öğrendim her yerini 🙂 Antalya’nın mükemmel bir tatil beldesi olduğunu hepimiz biliyoruz. Antalya’ya bağlı Olympos’u ise çok az tanıdığımıza eminim. Kendi adıma konuşayım, bu kadarını beklemiyordum. Oldum olası ağaç ev /bungalov hastasıyım. Yeşilliklerin arasında sadece bana ait bir ev olacak, istediğim gibi balkon keyfi yapacağım, mis gibi havasını içime çeke çeke bahçesinde gezeceğim, hayalim buydu giderken. Hatta garanti olsun diye bir pansiyona rezervasyon bile yaptık.
Dar ve yamaç yollardan geçerek pansiyonumuza ulaştığımızda işte dedim en güzel pansiyonu bulmuşuz 🙂 Giriş kapısı çeşitli bitkilerle örtülmüş, bahçe boyu bank ve ağaçlar, üst kısımlarda çiçekler, dallar, nasıl mutluyum 🙂 Bu pansiyonu pek tutmadık, bir gün kalıp yanında ki otele geçtik harikaydı, iletişim bilgilerini aşağıda yazacağım.
Olympos
Etrafı hep bungalov pansiyonlarla çevrili, minik satıcı dükkanları bulunuyor. Biraz yürüdükten sonra çarşısına ulaştık. Bir çok yerde ev yapımı, doğal meyvelerden dondurma yapıyorlar. Kavun içi dondurma ve kağıt helva arası dondurmayı öneriyorum. Kaktüs meyvesinin dondurması anlatılmaz:) Çarşı sonunda kamp alanı var. Ücretli ve Ücretsiz bölümleri mevcut. Kampçıların kaçırmaması gereken bir yer. Hemen sağında Antik Kent bulunuyor. Plaja gitmek için buraya girmek zorundasınız. Akşam olunca girişte kimse olmuyor, bilet almadan girdik içeri, fenerlerle plaja ulaştık. Ateş etrafında şarkılar, türküler, denizin huzur veren sesiyle o kadar uyumlu ki. Gündüz bilet alıp tekrar girdik. Plaj halk plajı niteliğinde ücretsiz. Çeşitli alternatif sunuyorlar. Tekne turlarına katılabilirsiniz, Adrasan da dalabilir, Çıralı’ya turla gidebilirsiniz.
Olympos Antik Kenti
Kesin kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte İ.Ö.167-168 yıllarında basılan Likya Birlik sikkelerinde adı geçen Olympos, Likya Birliği’nde üç oy hakkına sahip altı şehirinden birisidir. Kentin günümüze ulaşmış kalıntılarının çoğu orman içinde ağaç ve çalılarla örtülü olup, Helenistik, Roma Bizans dönemlerine aittir. Onun için görülmeye değer.
Burada günümüze kadar ulaşmış kalıntıları genellikle doğudan batıya doğru denize akan bir ırmağın ağzında ve her iki yakasına dağılmış durumdadır. Antik dönemde kenti ikiye bölen nehir yatağı bir kanal içine alınarak her iki yakası da iskele olarak kullanılmış ve köprü ile birbirine bağlanmıştır. Köprünün bir ayağı yerinde durmaktadır ve günümüze ulaşmıştır. Güney kıyıda, Helenistik dönemin çokgen örgülü duvarı ile yanındaki Roma ve Bizans onarımlarını işaret eden bölümü görülmektedir. Nehir ağzına yakın bir yerde küçük ve dik akropolde geç dönemlerden kalan yapı kalıntıları yer alır. Irmağın güney kıyısındaki Helenistik temelli ve Roma onarımlı küçük tiyatro oldukça harap olup, girişin bir yanı iyi korunmuş durumdadır. Şehrin görülebilir diğer önemli yapısı ise ırmak ağzının 150 m. batısında yer alan tapınak kapısıdır. İon düzeninde küçük bir tapınağa ait olduğu mimari parçalardan, Roma imparatoru Marcus Aurellius (İ.S. 172-173) adına yapıldığı da kapı önündeki heykel kaidesinden anlaşılmaktadır.
Kalıntılar arasında en ilginci Antalya Müzesi tarafından yürütülen kazılarla gün ışığına çıkarılmış olan “Kaptan Eudomus’un lahdidir“. Plaja giderken nehir ağzının hemen yanında kayalığın oyuğunda yer alan lahit hem duygu dolu şiirsel ithaf yazıtında kaptanın adını vermesi, hem de uzun kenarındaki gemi kabartmasında gemisinin şeklini vermesi açısından da büyük önem göstermektedir. http://www.antalyagezirehberi.net/olympos-antik-kenti.html
Çıralı Yanartaş
Çıralı köyünde bulunan bu yanartaş, oldukça dikkat çekici. Birinin tavsiyesiyle gittik, epeyce yürüdük oraya ulaşmak için. Tepeye taşların arasında ufak tefek ateşler bulunuyor. Kayaların arasından yükselen Yanartaş’ın alevleri 100 yıldır yanıyor durumda. Sonsuz Ateş’ olarak da anılan ve doğal bir ateş kaynağına sahip Yanartaş, Anadolu’nun mucizevi doğal güzelliklerinden bir tanesi. Beydağları Milli Parkı içerisinde, Çıralı ve Olimpos Tepelerinde, deniz seviyesinden 230 metre yükseklikte yer alıyor. Chimaera’dan yükselen alevler denizden dahi görülüyor. Yürürken dikkatli olmalısınız, her yerinde ateş var ama gündüz gözüyle fark edilmiyor. Bilimsel araştırmalarda Yanartaş’ta yüzeyin hemen altında bulunan ve çok nadir bulunan elementlerden olan rutenyum elementinin metan için bir katalizör etkiye sahip olabildiğini gösterdi. Yanartaş’taki sıcaklıkların rutenyum katalizörlüğündeki metanın oluşabilmesi için yeterli olduğu belirtiliyor. Kayaların arasından sızan gaz 30 cm yüksekliğe ulaşabilen bir alevle etrafı aydınlatıyor. Çocuğuyla gelenler çoktu. Plajı da çok güzel ayrıca. Ben burayı gerçekten çok sevdim.
Not: Biz burada Divasa Otel de konakladık ve çok beğendik, inceleyebilirsiniz.. https://olymposdivasahotel.com/