Çanakkale de gezilecek yerler, Mart ayına girmemiz sebebiyle Çanakkale daha da önemli bir yer haline geliyor. Argos gemisi ile Altın Postlu Koç’un peşine düşen kral Athamas’ın fırtınalar estirdiği eski bir denizin kıyısındasın.. Güzeller güzeli Helen’i kaçıran Paris’in aşk uğruna; yüzyıllar sonra Mehmetçiğimizin vatan ve bayrak uğruna savaşıp can verdiği topraklar üzerinde kurulu bir kent Çanakkale..
Şehri keşfeder, şehitlikleri ziyaret ederken dalgaların, rüzgarların, ağaçların sesine de kulak verin ; her karış toprağın sana anlatacak bir hikayesi var bu şehirde. Bir şiirde Çanakkale; “Bir harbin sonunda bütün milletin Hürriyet zevkini tattığı yerdir.” Umudun şehrini gezmeye başlayalım.. (Alıntı: Piri)
Sayfada neler var
Kordon Boyu ve Truva Atı
“Denizin deniz gibi olduğu yer yüzünde tek deniz vardır o da Egedir” (homeros) Çanakkale’nin ilk adı Dardanos’tur. M.ö 3000 beri yerleşim alanıdır. Bugünkü ismini Anadolu yakasında bulunan Çanak Kale’den almaktadır. Lidya, Pers, Helenistik dönem, Roma ve Bizans ve ardından Osmanlı’ya ev sahipiliği yapar. İlk Osmanlı tersanesi Gelibolu da kurulmuştur. Piri Reis o ünlü Dünya Haritası’nı Gelibolu da çizilmiştir. Tersane’yi kuran Süleyman Paşa, bir savaş sonrası atından düşer ve o düştüğü yere atıyla gömülür. İstanbul da Karacaahmet mezarlığında da Genç Osman atıyla gömülmüştür, bu anlamda Anadolu da at ile gömülme iki yerde olmuştur. Namık Kemal de vasiyeti ile Süleyman Paşa’nın yanına gömülmüştür.
Truva Atı, Brad Pitt’in filminden sonra 2004 yılında Çanakkale Belediyesine hediye edilmiştir. Çarşıya ve kordon boyuna yakın konumda olan at Tahtalardan yapılmıştır.
Çanakkale’nin Sembolu Saat Kulesi
1896 yılında 2. Abdülhamit Döneminde Çanakkaleli bir tüccarın ciddi maddi katkılarıyla yaptırılmıştır. Sarımsak kesme taşından yapılan saat kulesi 5 katlı olmakla birlikte her bir bölümünde ayrı ayrı saat katranları vardır. Aynalı olan çeşmesi üzerinde osmanlıca Kitabesi vardır.
Çanakkale Kent Müzesi
Fetvane Sokağın Çarşı Caddesi’ne dönen köşesinde, aynı zamanda Yalı Cami’nin de karşısında yer alır. 6 Mart 2009 tarihinde ziyarete açılmıştır. Giriş Katı; İki katlı binanın giriş katı, Çanakkale konulu geçici sergiler için ayrılmıştır. Bu geçici sergiler Çanakkale ile ilgili konuları kapsamaktadır. Sergiler genelde iki ayda bir değişmektedir. 1.kat; Birbirine geçmiş iki bölüm halindedir. Birinci bölümde Çanakkale’nin Antik Dönemleri, Osmanlı Dönemi ve 1. Dünya Savaşı’nın anlatıldığı bilgi panoları bulunmaktadır. Bilgi panolarının yanı sıra duvarda yer alan bölmelerde Çanakkale Savaşı’ndan günümüze kalan bazı objeler sergilenmektedir. İkinci bölüm, asıl sergi mekanıdır. Burada Çanakkale’ye dair çeşitli başlıklar altında oluşturulmuş metinlerin ve görsellerin yer aldığı ışıklı bilgi panoları yer almaktadır. Bu panoların önlerinde de konuyla ilgili ve bağış olarak müzeye verilmiş objeler sergilenmektedir. https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/canakkale/gezilecekyer/canakkale-kent-muzesi-ve-arsivi
Yalı Hamamı
Hamam, sosyal hayatın en önemli mekanlarından biridir. Roma’dan başlayıp Osmanlı”nın devam ettirdiği bir kültür bileşeni olmuştur. Roma Dönemin de ücretsiz bir şekilde kullanılırmış. 1620 yılında yapılan hamam Osmanlı kültürünü görmek açısından önemlidir.
Günün her saatinde odun ve kömür kullanılarak ısınan su özelliğine sahiptir. En büyük özelliği odun ve kömür ile ısıtılan suyun olması, halk arasında oldukça beğeni toplayan bir özelliktir. Çanakkale’nin tarihi bir yer olması haliyle turistlerin uğradığı bir şehir olma özelliğini de koruyor. Tarihi Yalı hamamı yurt için ya da yurt dışından gelen turistlerin de dikkatinden kaçmıyor.
Aynalı Çarşı
İçerisinde 30’a yakın dükkan vardır tam bir Han niteliğinde olmuştur. Ayna adı verilen at gözlüklerinin satılması, Çarşıya ismini vermiş.
Aynalı Çarşı, II. Abdülhamid’in padişahlığı sırasında (1889), Çanakkale’nin en bilindik Yahudi ailelerinden biri tarafından yaptırıldığı tahmin edilmekte. Bazı kaynaklara göre ise, Musevi cemaatinden olan Eliya tarafından yaptırıldığı söylenmekte.
Tıflı Cami’ye zafer meydanından giriş yapıp diğer kapıdan çıkarsanız, çarşının tam önüne ulaşırsınız. Oldukça kalabalık olan bu çarşı İstanbul’da bulunan Mısır Çarşısı’nın bir minyatürü olduğu söylenir. Evliye Çelebi bile, Seyahatname adlı eserinde bu tarihi çarşıdan bahsetmiş.
Kilitbahir Kalesi
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul Boğazı’na Rumeli Hisarı’nı yaptırarak Karadeniz ile Marmara Denizi arasındaki deniz seyrü seferlerini kontrol altına aldığı gibi Çanakkale Boğazı’nın en dar yerine de karşılıklı iki kale yaptırmıştır. Anadolu yakasında Kale-i Sultaniye (ÇimenlikKalesi), Avrupa yakasında ise Kilitbahir Kalesi bulunmaktadır. Boğaz’a giriş-çıkış yapan bütün gemiler bu hatta geldiklerinde durdurulmuş ve kontrol edilmişlerdir. Kale top atışlarının etkili ve isabetli olabilmesi için Boğaz’ın en dar bölgesine konumlandırılmıştır. Çanakkale’deki Çimenlik Kalesi ile paralel konumda bulunması nedeniyle de karşılıklı top ateşleri kesişmekte ve bir geminin geçebileceği, topların ulaşamadığı bir ölü alan bulunmadığından dolayı Boğaz’dan geçmek son derece zor hale gelmekteydi. 1462-63 yıllarında yapılan kale, 1541 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından restore edilmiş, bu restorasyon esnasında güney kısmı çevreleyen bir sur duvarıyla dış uçta bir kule (Sarıkule) inşa edilmiştir. http://catab.kulturturizm.gov.tr/TR-161509/kilitbahir-kalesi.html
Seyit Onbaşı Anıtı
Rumeli Mecidiye Tabyası’nda bulunmaktadır. Boğaz’ı geçip İstanbul’a ulaşmayı amaçlayan müttefik armadasına 18 Mart1915 tarihinde kahramanca karşı koyan tüm Mehmetçiklerimizin ve bu noktada Seyit Onbaşı’nın kahramanlığını sembolize etmek için yapılmıştır. Ayrıca Mecidiye Tabyası’nın deniz tarafında yol kenarında heykeltıraş Hüseyin Anka Özkan tarafından yapılan bir heykelidaha bulunmaktadır.1889 Edremit Havran ilçesi Manastır köyünde (köy sırasıyla Çamlık sonrasında da Koca Seyit köyü adını almıştır) doğan Topçu Onbaşı Seyit’in babasının adı Abdurrahman, annesinin adı Emine’dir. http://catab.kulturturizm.gov.tr/TR-129464/seyit-onbasi-heykeli.html
Çanakkale Şehitler Abidesi
Gelibolu Yarımadası’nın en çok ziyaret edilen ana ziyaret noktası olan Abide, Eski hisarlık Burnu üzerinde yer almaktadır. Açılan bir proje yarışması sonucunda 37 proje arasından Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve Feridun Kip tarafından hazırlanan proje seçilmiş olup Abidenin temeli 17 Nisan 1954 tarihinde atılmıştır. İkinci Anafartalar Zaferi’nin 45. Yıldönümü olan 21 Ağustos 1960 tarihi ziyarete açılan Çanakkale Şehitler Abidesi, Çanakkale Muharebeleri’nde şehit düşen tüm askerlerimizi simgelemekte ve onların anısını yaşatmaktadır. Mimarı Doğan Erginbaş’ın kendi ifadesiyle abide Tüm coğrafyalardan gelen şehitlerimizin toplu bir şekilde göğe yükselişini temsil etmektedir. Ayaklarının üzerinde muharebe anlarını yansıtan kabartma rölyefler bulunmaktadır. Her yıl 18 Mart tarihinde, ülkenin dört bir yanından gelen vatandaşlar ve devlet erkânı tarafından Abide tören alanında anma merasimleri düzenlenmektedir. http://catab.kulturturizm.gov.tr/TR-129473/sehitler-abidesi.html
57. Piyade Alayı Şehitliği
Mimar Nejat Dinçel tarafından tasarlanan 57. Alay Şehitliği ve Anıtı; 12 Aralık 1992 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından Kabatepe-Conkbayırı yolu kenarında, Kılıçbayır’ın güney ucunda inşa edilmiştir. Savaşsırasında yabancı askerler buraya ‘’Satranç Tahtası’’ adını vermişlerdir. Yeni yapılmış olan bu şehitlik semboliktir. Gerçek şehitlik Bomba Sırtı’nın güney ucunda, Çataldere Vadisi’nin içinde bulunmaktadır. Yarbay Hüseyin Avni Bey tarafından kumanda edilen19. Tümen’e bağlı 57. Alay, yabancı kuvvetlerin ilk çıkarma gününde Arıburnu Cephesi’nde ilerleyen Anzak askerlerini ilk karşılayan ve geri püskürten Türk kuvvetleridir. Bu cephede ilk kez 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in önderlik ve cesaret vasıfları ortaya çıkmıştır. 57. Alay Şehitliği, şadırvan, açık namazgâh, ana mezarlık ve anıttan oluşmaktadır. http://catab.kulturturizm.gov.tr/TR-129421/57-piyade-alayi-sehitligi.html
Conkbayırı
Çanakkale Savaşı’nda gerçekleşen muharebeler, sayısız kahramanlık hikayeleriyle örülüdür. 10 Ağustos 1915’te Conkbayırı’nda Mehmetçiğin süngüsü ile kazanmış olduğu bu zafer, bu kahramanlık menkıbelerinin en önemlilerinden birisidir. Çanakkale muharebelerinde Türk ordusunun kazanmış olduğu başarılar arasında, net ve kati bir galibiyetle sonuçlanması, Çanakkale’de Türk milletinin varlığına kasteden düşmanın bütün umutlarını kırmış olması açısından ‘’ Conkbayırı Süngü Hücumu’’nun ayrı bir yeri vardır.
Conkbayırı’nda kazanılan zaferin şeref ve onuru hiç şüphesiz başta, 10 Ağustos günü ölümü hiçe sayarak düşman üzerine ‘’uçarcasına’’ atılan Mehmetçiğe; sonra da Conkbayırı’nda askerin hemen yanıbaşında bu taaruzu planlayıp bizzat idare eden Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal’e aittir. http://catab.kulturturizm.gov.tr/TR-161321/conkbayiri-sungu-hucumu.html
Anafartalar
Çanakkale Savaşı’nın üçüncü cephesi olan Anafartalar Cephesi, 6 Ağustos 1915 tarihindeki Suvla Koyu civarında Müttefik kuvvetlerce yapılan çıkarma harekâtıyla başlamış ve hemen ertesinde Arıburnu Cephesi kuvvetleriyle birleşmiştir. En önemli cephedir. Savaşın kazanılması ve Atatürk’ün ön plana çıkması bu cephede gerçekleşmiştir.
Truva Antik Kenti
Troya, dünyadaki en ünlü antik kentlerden birisidir. Troya’da görülen 9 katman, kesintisiz olarak 3000 yıldan fazla bir zamanı göstermekte ve Anadolu, Ege ve Balkanların buluştuğu bu benzersiz coğrafyada yerleşmiş olan uygarlıkları izlememizi sağlamaktadır. Troya’daki en erken yerleşim katı M.Ö. 3000-2500 ile erken Tunç Çağı’na tarihlenmektedir, daha sonra sürekli yerleşim gören Troya katmanları M.Ö. 85 – M.S. 8. yüzyıla tarihlenen Roma Dönemi ile sona ermektedir. Troya, bulunduğu coğrafi konum nedeniyle burada hüküm süren uygarlıkların diğer bölgelerle ticari ve kültürel bağlantıları açısından daima çok önemli bir rol üstlenmiştir. Troya ayrıca gösterdiği kesintisiz katmanlaşma ile Avrupa ve Ege’deki diğer arkeolojik alanlar için referans görevi görmektedir. İlk olarak 1871’de Heinrich Schliemann, daha sonra W. Dörpfeld, C.W Blegen tarafından kazılmış olan bu görkemli arkeolojik şehirde kazılar halen sürdürülmektedir. http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR-44431/troya-antik-kenti-canakkale.html
Bozcaada
Bozcaada, Türkiye’nin üçüncü büyük, Ege Denizinde ise Gökçeadadan sonra ikinci en büyük adasıdır. Ayrıca Çanakkale iline bağlı bir ilçedir. Türkiye’nin il merkezleri hâriç köyü olmayan tek ilçesidir. Yüzölçümü 40 km², anakaraya uzaklığı 6 km’dir. 2015 yılı verilerine göre ilçe nüfusu 2.643′ tür. Tatil için gidilebilecek en güzel yerlerden birisidir. Mükemmel tarih eşsiz manzara ile bütünleşmiş özel alanların hepsini kapsıyor Çanakkale.
Çanakkale’nin Neyi Meşhur
Ezine Peyniri, Sardalya Balığı, Ovmaç Çorbası, Peynir Helvası ve Üzüm Reçeli