Eminönü, sanırım İstanbulluların buluşma noktası olduğu için bu kadar ünlenmiş. Tramvayların ek sefer yaptığı, otobüslerin vızır vızır geçtiği, vapur seferlerinin düzenlendiği bir alan olması avantaj sağlamıyor değil 🙂 Balık ekmeğiyle iyice dikkatleri üzerine çekmiş Eminönüyü, yazımı uzatmadan anlatmanın yolunu bulmak oldukça zor. Dün kardeşim ve eşiyle buluştuk burada. Biraz deniz havası alıp, Nimet Ablanın sağından gezmeye başladık. Çoğu insanın bilmediği ben de dahil, eniştemin söylemesiyle Doğu Bankasına gittik. İsmi sizleri şaşırtmasın burası, birçok teknolojik ürünün uygun fiyata satıldığı bir yer. Fotoğraf makinelerinden cep telefonlarına kadar ne arasanız var. İk,nci el de mevcut, sıfırı da. Burayı keşfettikten sonra birazcık mısır çarşısı yaptık. Daha önce çok kez gittiğimiz için tekrar gezmek istemedik ama sizler için biraz anlatabilirim mısır çarşısını. Daha önce bir günde İstanbul’u gezmek yazımda biraz bahsettim, inceleyebilirsiniz ve yakın gezilecek yerleri keşfedebilirsiniz..
Mısır Çarşısı
Uygun fiyatlı ev eşyalarının, çeyizliklerin, kıyafetlerin, bolca yiyecek içeceklerin bulunduğu ara sokaklardan oluşan bir yer Tarihi Mısır Çarşısı. Özellikle eğlence malzemeleri, kına-nişan-düğün ile ilgili ne varsa toptan ve perakende satın alabiliyorsunuz. Çok kalabalık olduğu için girmekten korkacaksınız ama gezmeye başladıkça alışıp tadını çıkaracaksınız.
Eminönü Yeni Camii
Eminönü Yeni Cami ya da Valide Sultan Camii, İstanbul’da 1597 yılında Sultan III. Murad’ın eşi Safiye Sultan’ın emriyle temeli atılan ve 1665’te zamanın padişahı IV. Mehmed’in annesi Turhan Hatice Sultan’ın büyük çabaları ve bağışlarıyla tamamlanıp ibadete açılan camidir.
Eminönü’nün simgelerinden birini oluşturuyor. Benim ilk İstanbul’a gelişimde buraya da gelmiştim, çok büyük bir alanda bulunuyor. O zamandan bu zaman hala restore ediliyor. Bir kısmı yeşil örtüyle gizlenmiş durumda, iç kısmında hiçbir sıkıntı yok ibadete açık.
Balık Ekmek = Eminönü
İstanbul’un heryeri balık ekmek yapanlarla dolu olsada, yıllardır Eminönü’nün unvanını alan olamamış. Kime burada olduğumuzu söylesek ilk sordukları şey Balık Ekmek oluyor. Galata Köprüsünün her bakımdan işlevsellik katan yerliler, üst tarafta balık tutarken, köprünün altında mis gibi kokulu balıkları kızartıp satıyorlar. Nasıl yemek istiyorsanız veya ne yemek istiyorsanız hepsi sizin tercihinize kalmış. İster ekmeğinizi alıp elde yiyebilirsiniz, isterseniz restoranları tercih edebilir yada teknelerde servis edilen balık ekmeği ve yanında kırmızı turşu suyunu içebilirsiniz. Boğazın havasını alarak yemeğinizi yedikten sonra birde üzerine çayınızı çektik mi bizden keyiflisi olur mu bilmem 🙂