Rumeli Kavağı ve gezilecek yerleri, Doğu Roma ve Osmanlı dönemlerinde Boğazın Karadeniz girişinde önemli bir stratejik mevki olan, günümüzde şirin balık lokantaları bulunan turistik yerdir. Rumeli ve Anadolu Kavaklarının isimlerinin çevrelerinde ki kavak ağaçlardan aldıkları söylense de bu durum öyle değil. “Kavak” adı verilen deniz, gümrük ve kontrol noktalarından kaynaklanıyor. Bu kavaklar Kalelerin güçlendirilmesini sağladığından önemli. Boğaz’dan geçen gemilerinden vergi alabilmek amacıyla I. Manuel Comnenus XII. yüzyılda buraya bir kale yaptırmış. Önce Cenevizliler sonra da Osmanlılar tarafından ele geçirilen bölge, Sultan IV. Murad tarafından Boğazın girişini korumak amacıyla bir askeri bölgeye dönüştürülmüş. Asker dışında girişler yasak. Biraz daha kuzeye gittiğinizde varacağınız yer ise askeriyeye ait olan Altınkum isminde küçük bir kumsal. Deniz kenarından giderken ufak tefek satıcılara rastlamak mümkün. Özellikle minik tezgahlarda boncuklu süsler, takılar, örme bebekler, bebek şemsiyeleri gibi oyuncaklar da göz önünde bulundurulacak hediyelerden.
Sayfada neler var
Rumeli Kavağına Giderken
Şehirden uzaklaşmaya başladıkça çoğalan ağaçlık alanlar ilgimi fazlasıyla arttırdı. Hayatımda hiç görmediğim kadar ihtişamlı yalılar vardı. Hayaller eşliğinde sokaklarında gezmek keyifliydi. Rumeli balık yönünden zengin, midye ve incir konusunda da hiç fena değil. Ev yapımı tatlı ve dondurmaları tatmaya değer. Zaten gezilecek çokta bir yeri yok, büyük bir cami etrafında şekillenmiş mekanlar, restoran ve cafeler. Kumsalları da var tabi. Dondurmamızı yeyip otobüs ile geldiğimiz yolu, yürüyerek geri döndük. Balıkçı tekneleri, balığa çıkmak için hazırlanırken bizde yukarı yoldan hem bu tatlı telaşa ortak olduk hemde serin esen rüzgarla ağaçların arasında gönlümüzce gezebildik. Aralara gizlenmiş güzellikleri farkettik, güzel bir kahve içmek için mekan bulduk mesela. Boğaza yukarıdan bakarak kahve içmek 🙂 Hemde güller arasında… Mola sonrası tekrar yürümeye başladık veee Telli Baba..
Telli Baba Türbesi
Biz buraya geldiğimizde saat akşam yediyi geçiyordu. Kapanmıştı içeri giremedik. Telli Baba tabelası, durağı hatta restoranı mevcut. Otoparkın altında kalıyor türbe. Abdest alınacak yerler var tuvaletleriyle birlikte. Telli Baba, bekarlara eş bulmada yardımcı olduğuna inanılan bir evliya ve asıl adı İmam Abdullah Efendi’dir. Buraya gelenler dualarını ettikten sonra türbedeki tellerden bir parça adak teli alıyorlar. İstedikleri gibi bir evlilik yaptıkları zamanda buraya geri gelip teli yerine koyuyorlar. Eskiden burada yaşayan balıkçıların çıktıkları seferlerde kendilerini koruduğuna inandıkları Telli Babanın türbesi bugün de çok popüler.
Telli Baba Bilinmezleri
Telli Baba hakkında çok fazla şey bilinmiyor. Tamamen farklı zaman dilimlerinde geçen iki tane hikaye anlatılıyor; ilkine göre, İstanbul’un 1453’deki fethi sırasında Fatih Sultan Mehmed’in yanında, ikincisine göre ise Kazaklar XIX. yüzyılda Rumeli Kavağı’na saldırdıklarında Sultan II. Mahmud’un yanında savaşmış Telli Baba. Bazıları da şu anda türbesinin olduğu yere bir tekke yaptırmış bir derviş olduğunu düşünüyor. Kadiri tarikatına mensup olduğu, bu tarikatın üyelerinin türbanlarını ve gelinlerin duvaklarını gümüş işlemelerle süslediği, işlemelerde kullanılan bu gümüş teller nedeniyle adına Telli Baba dendiği de rivayetler arasında. http://www.saffetemretonguc.com/sariyer/
Küçük bir Sarıyer Turu
Sarıyer ilçesi büyük bir alanı kapsıyor ve çok fazla gezilecek yerleri var. Atatürk Arboretumu gibi Belgrad Ormanı gibi Japon Bahçesi, Emirgan Korusu gibi… Bizde Rumeli Kavağını ve çevresini gezip, Telli Baba, Dalyan ve Yeni Mahalle üzerinden Sarıyer’e geldik. Aralarında çok mesafe yok biz yürüdük. Merkez kalabalık otobüsler dolu ve trafik fazla olduğu için bu yola başvurduk diyebilirim. Yukarıda da bahsettim özellikle Yeni Mahaller de renkli Yalılar inanılmaz güzeldi. Tarihi evlerin arasında gezmek farklı bir deneyim. Sarıyer de çok gezmedik sadece bir dolandık etrafını ve tabi ki her yerde gördüğümüz meşhur Sarıyer Böreğini yerinde yeme fırsatı bulduk 🙂 Bu böreğin sırrı kıymanın içerisinde dolmalık fıstık ve kuş üzümü olması. Tadı gerçekten güzel. Rumeli Kavağında Balık yeyip, o kadar yürüdükten sonra da börekle kapanış yapmak fena olmadı 🙂 Tabi dondurma ve kahveleri saymıyorum. Ben bir günüme ancak bu kadarını sığdırabildim ama siz daha erken saatte çıkıp daha fazla yer keşfedebilirsiniz. Şimdiden iyi gezmeler…
Rumeli Kavağına Nasıl Gidilir
Avrupa yakası Fatih de oturan bir kişi olarak ben Yenikapı’ya gittim, oradan metro ile Hacıosman’a oradan da 25A’ya binerek Rumeli Kavağına geldim. Taksimden de Hacıosman metro hattına veya (25T) Sarıyer otobüslerine gidebilirsiniz en yakın hangisi olacaksa. Anadolu Yakasından gelenler için Kabataş iskelesinden inip (25E) ve Beşiktaş iskelesinden inenler için (40B) otobüsleri yeterli. Sarıyer’e geldikten sonra Rumali Kavağına gitmek daha kolay 25A ortak nokta.